“OXFORD DICTIONARY OF IDIOMS” ADLI SÖZLÜKTEKİ “O” HARFİNİN ALTINDA BULUNAN DEYİMLER
ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME “AN
ASSESSMENT
ON
Idioms UNDER
THE
LETTER "P"
IN THE
DICTIONARY OF "OXFORD DICTIONARY OF IDIOMS”
Damla AYDOĞAN * & Necmi AKYALÇIN
** * Doktora
Öğrencisi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, TÜRKİYE, e-mail: damlaaydogan94@gmail.com ORCID ID: https://orcid.org/0000-0001-9515-2848 ** Dr. Öğr. Üyesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, TÜRKİYE, e-mail: nakyalcin@gmail.com ORCID ID: https://orcid.org/0000-0001-7461-7773
ÖZET Deyimler, sayıları az ya da çok değişiklik gösterse de birçok dilin
söz varlığı içerisinde yer alan söz öbekleridir
. Özellikle konuşur ve yazar sayısı fazla olan dillerin söz varlığı içerisinde binlerce deyim bulunur. Türkçe bu bakımdan oldukça zengin bir dildir. Türkçe gibi, İngilizcenin de konuşan ve yazan kişi sayısına bakıldığında; sayının çok büyük olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla, İngilizcenin söz varlığında da deyimler ile sıklıkla karşılaşılması elbette ki doğaldır. Bu nedenle, İngilizcedeki deyimleri bir araya getiren bazı sözlükler hazırlanmıştır. Oxford Üniversitesi gibi önemli bir kurum tarafından hazırlanan İngilizce Deyimler Sözlüğü “Oxford Dictionary Of Idioms”
adlı sözlük de bu
çalışmalar arasında önemli bir yer tutar. Dikkatlice irdelendiği zaman bu sözlükte deyim olmayan veya deyim olarak değerlendirilemeyecek özellikteki bazı söz öbeklerinin de bu deyimler sözlüğünde birer deyim olarak yer aldığı görülmüştür. Bu çalışmanın evrenini, Oxford Üniversitesi tarafından hazırlanan “Oxford Dictionary Of Idioms” adlı deyimler Sözlüğü, konusunu ise adı geçen deyimler sözlüğünün “O” harfi altındaki deyim olan veya deyim olarak değerlendirilebilecek özellikteki maddebaşları oluşturmaktadır. Çalışmada, bazı deyim tanımlarına da yer verilmiş ve bu tanımlardan yararlanılarak deyim olma özelliğine sahip olabilecek türden söz öbekleri saptanmıştır.
A, B, C, D, E, F, G, H, I, İ, J, K, L, M, N
harfleri altındaki maddebaşları, daha önceki VIII çalışmada incelenmiştir. Bu çalışma da diğer çalışmaların devamı niteliğindeki bir çalışma olduğundan, diğer çalışmalardaki düşünce, yorum ve yaklaşımlarla “O” harfinin madde başlarında yer alan, deyim olan/olabilecek özellikteki yapılar tarama yöntemiyle saptanarak değerlendirilmiş ve sayısal verileriyle birlikte ortaya konmuştur. Çalışmacının amacı, konuya dikkat çekmek ve bu konuda bir farkındalık yaratmaktır. Anahtar sözcükler: Deyimler, Oxford Dictionary of Idioms, IX.
ABSTRACT Idioms are phrases that are
included
in the vocabulary of
many languages, although their number varies more or less. There are thousands of idioms in the vocabulary of languages, especially those that speak and have a large number of writers. Turkish is a very rich language in this respect. Considering the number of people speaking and writing in English, like Turkish; It turns out that the number is very large. Therefore, it is natural to encounter idioms frequently in the vocabulary of English. For this reason, some dictionaries have been prepared that bring together idioms in English.
The dictionary of
English Idioms “Oxford Dictionary of Idioms” prepared
by
an important institution such as Oxford University has an important place among these studies. When examined carefully,
it has been
seen
that some
phrases
that are not
idioms
in
this dictionary or that cannot be considered as idioms are also included as idioms in this idioms dictionary.
The universe of this study consists of the
dictionary
of
idioms named “Oxford Dictionary of Idioms” prepared by Oxford University, and its subject consists of the clauses under the letter “O” of the said dictionary of idioms or which can be considered as an idiom. In the study, some idiom definitions are also included and by using these definitions, phrases that can be idioms have been determined. Headings under
the letters A, B, C, D, E, F, G, H, I
, I,
J, K, L, M, N
were examined in the previous VIII study.
Since this study is a continuation of
other studies,
the
ideas, comments and approaches in other studies, and the idiomatic/possible structures at the beginning of the letter "O" were determined and evaluated with the numerical data.
The aim of the
researcher
is to draw attention to the
subject and to raise awareness about it. Key words: Idioms, Oxford Dictionary Of Idioms, XI. Giriş: Deyimler; atasözleri, ikilemeler, kalıp sözler vb. söz öbekleri gibi bir dilin söz varlığının ögelerinden biridir. Dünyadaki her bir dil kendi söz varlığına Sahiptir. Buna bağlı olarak da kendince bir anlamsal zenginliğe de sahiptir. Yukarıda bahsedilen söz varlığı ögelerinden biri olan deyimler, sayısal olarak bir dilin söz varlığında önemli bir yer kaplayan önemli ögelerdir. Dünya üzerindeki birçok dil kendi söz varlığı içerisinde deyimleri barındırmaktadır. Konuşulduğu coğrafyanın genişliği ve konuşur sayısı fazla olan dillerde, bu söz varlığı ögelerine önem verilmiş ve sözlükler hazırlanmıştır. Türkçe için hazırlanmış deyimler sözlüklerinin ne kadar eski tarihe gittiği ve sayıca fazla olduğu alanın ilgilileri tarafından bilinmektedir. Ancak Deyimler Türkçenin söz varlığına özgü söz öbekleri değildir. Bu nedenle başka dillerin söz varlığında da deyimlerle karşılaşılmaktadır. Konuşulduğu coğrafi alanın büyüklüğü, bir dünya dili olması ve buna bağlı olarak da konuşan ve yazan kişi sayısısın fazla olması nedeniyle İngilizce bu diller arasında dikkat çekmektedir. Çalışmanın evrenini oluşturan “Oxford Dictionary Of Idioms” adlı sözlük de adından da anlaşılacağı gibi İngilizce için hazırlanmış bir deyimler sözlüğüdür. Sözlüğün kapağında açıkça deyimler sözlüğü yazmakta ve dolayısıyla içerisinde deyimlerin bulunması beklenmektedir. Ancak sözcük incelendiğinde, içerisinde deyim olmayan veya deyim olarak değerlendirilemeyecek söz öbekleri olduğu dikkati çekmektedir. Çalışmanın konusunu, sayıca az olduğu için yalnızca sözlüğün “O” harfinin maddebaşları arasında deyim olan veya deyim olabilecek özelliğe sahip yapılar oluşturmaktadır. Çalışma bir devam makalesidir. Bu nedenle sözlüğün
A, B, C, D, E, F, G, H, I, İ, J, K, L, M
, ve
N madde
başları daha önceki çalışmalarda incelenmiştir. Çalışmanın asıl konusu deyimler olduğu için daha önceki çalışmalarda olduğu gibi bu çalışmada da deyim kavramının anlaşılması için deyim tanımlarına yer vermek yerinde olacaktır. “Deyimler, düşünce, kavram, nesne ve kişilerin durumlarını, özelliklerini yansıtmak için kullanılan ve gerçek anlamının dışına çıkmış özel anlam/anlatım boyutuyla kalıplaşmış söz öbekleridir.” (AKYALÇIN, 2012, s. 10) “Bir kavramı, bir durumu, ya çekici bir anlatımla ya da özel bir yapı içinde belirten ve çoğunun gerçek anlamlarından ayrı bir anlamı bulunan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da tümce.” (AKSOY, 2020, s. 50) “deyim (Alın. Ausdruck, &densart; Fr. locution; İng. locution, idiom; Osm. tabir): Gerçek anlamından farklı bir anlam taşıyan ve çekici bir anlatım özelliğine sahip olan kelime öbeği: Abayı yakmak, aşağıdan almak, bağrına taş basmak, buluttan nem kapmak, çileden çıkmak, dalga geçmek, el ele vermek, karşı gelmek, mercimeği fırına vermek, nalları dikmek, saman altından su yürütmek, üç buçuk atmak, yasak savmak, yüzgöz olmak, zılgıt vermek vb.” (KORKMAZ, 1992, s. 43) “
Genellikle gerçek anlamından az çok ayrı, kendine özgü bir anlam taşıyan kalıplaşmış söz öbeği, tabir
: "Bu deyim seni korkutmasın. Çünkü fazlasıyla basit bir şeyden bahsediyorum." -
İhsan Oktay Anar
” (
TDK: Türk Dil Kurumu, https://sozluk.gov.tr/, Erişim tarihi
: 28.
11
.2021) Tanımlarda da belirtildiği gibi deyimler, en
iki sözcükten
oluşan
ve
deyimi
oluşturan sözcüklerin gerçek anlamlarının dışına
çıktığı ve yeni
bir
anlam kazandığı
söz
öbekleridir. Akıllara bu tanımların Türkçe için yapılmış tanımlar olduğu ve İngilizce için uygun olmayabileceği tartışması gelebilir. Bu nedenle Longman tarafından hazırlanmış bir deyimler sözlüğü
olan
“Longman pocket Idioms Dictionary”
adlı deyimler
sözlüğünün girişindeki bir
deyim
tanımına yer vermek yerinde olacaktır: “An idioms is a groups of whose meaning as a group is different from the meanin those words would have if you considered each one separately.” (LONGMAN, 2002, s.V) (Çeviri: Deyimler, bir grup olarak anlamı, her birini ayrı ayrı ele alırsanız, bu kelimelerin sahip olacağı anlamdan farklı olan gruplardır.) Görüldüğü gibi her ne kadar İngilizce ve Türkçe birbirinden farklı diller olsa da deyim kavramı ve deyim kavramının ifade ettiği anlam birbirine oldukça benzer özelliklere sahiptir. Dolayısıyla, çalışmanın evrenini oluşturan “Oxford Dictionary Idioms” adlı sözlükte deyim olmayan ya da deyim olarak değerlendirilemeyecek söz öbeklerinin olması bu deyim tanımlarıyla örtüşmemektedir. Bu bağlamda, adı geçen sözlüğün “O” harfinin maddebaşları arasında deyim olarak değerlendirilebilecek söz öbekleri şunlardır: 1) Rest on one's oars: Küreklere yaslanmak. - 1) eğilerek kürek çekmeyi bırakın küreklerinizin tutamaçlarında, böylece kaldırma onları yatay olarak sudan çıkarın. 2) rahatla senin çabaların. (s. 206) 2) Stick (or poke or put) your oar in: Küreğini sokmak. - Sorulmadan bir fikir veya tavsiye vermek. (s. 206) 3) Feel yout oats: Yulafınızı hissedin. - Canlı ve canlı hissedin. (s. 206) 4) Get your oats: yulafını al. - Cinsel ilişkiye girmek. (s. 206) 5) Off your oats: Yulafını kapatmak. -İştahsızlık. (s. 206) 6) Sow your wild oats: Yabani yulaflarını ekmek. - Bir dönemden geçmek gençken vahşi veya rastgele davranmak. 7) Shout the odds: olasılıkları haykırmak. - Yüksek sesle ve inatçı bir şekilde konuşmak. (s. 206) 8) Be in good (or bad) odour with someone: Biriyle arasında iyi (kötü) koku olmak. - Birinin lehine (veya dışında) olmak. (s.206) 9) Burn the midnight oil: Geceyarısına kadar yanmak. - Gece geç saatlere kadar okurum veya çalışmak. (s. 41) 10) Oil someone's palm: Birinin avcunu yağlamak. - Birine rüşvet vermek. (s. 129) 11) No oil painting: Yağlı boya olmamak. - Çok çekici olmamak. (s. 207) 12) Oil and water: Yağ ve su. - İki unsur, faktör veya aynı fikirde olmayan veya birbirine karışmayan insanlar. (s. 207) 13) Oil the wheels: Tekerlekleri yağlamak. - Bir şeyin sorunsuz gitmesine yardımcı olur. (s. 207) 14) Pour oil on troubled waters: Sıkıntılı sulara yağ dökmek. - Bir anlaşmazlığı veya tartışmayı, ilgilileri yatıştırmayı veya sakinleştirmeyi amaçlayan sözlerle çözmeye çalışmak. (s. 207) 15) The old Adam: Eski Adam. - Yenilenmemiş insan doğası. (s. 207) 16) The old boy network: Yaşlı çocuk ağı. - Karşılıklı yardımlaşma, özellikle istihdamda tercih, ortak sosyal ve eğitim geçmişine sahip olanlar arasında. (s. 207) 17) Old Spanish customs: Eski İspanyol gelenekleri. - İzinsiz veya düzensiz çalışma uygulamalarına rağmen uzun süredir devam eden. (s. 271) 18) Play Old Harry with: Eski Harry ile oyna. - Büyük ölçüde hasar verin veya etkileyin. (s. 207) 19) Hold out (or offer) an olive branch: Zeytin dalı uzatmak. - Barış veya iyi niyet simgesi. (s. 207) 20) Be on at someone: Birinin üzerinde olmak. - birine dırdır etmek veya homurdanmak. (s. 207) 21) On and off: Açık ve kapalı. - Aralıklı olarak; şimdi ve sonra. (s. 207) 22) On it: Üzerinde olmak. - Çok içmek. (s. 208) 23) Once bitten, twice shy: Bir kez ısırıldı, iki kez utangaç. (Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer.) - Kötü bir deneyim, aynı şeyin tekrar olacağı konusunda sizi temkinli yapar. (s. 208) 24) Get something in one: Bir şeyi almak. - Bir şeyi hemen anlamak veya tahmin etmeyi başarmak. 25) Rolled into one: Bir şeyin yuvarlanması. - Farklı insanlardan veya şeylerden alınan özelliklerin) bir kişi veya şeyde birleştirilmesi. 26) Take care of number one: Bir numaraya dikkat etmek. - Kendi kişiliğini ve ilgi alanlarını korumaya bencilce dalmak. (s. 208) 27) One-horse race: Tek atlı yarış. - Bir adayın veya yarışmacının diğerlerinden açıkça üstün olduğu ve kazanacağı kesin görünen bir yarışma. (s. 208) 28) Know your onions: Kendi soğanlarını bilmek. - Bir şey hakkında tamamen bilgili olmak. 29) An open book: Açık bir kitap (olmak). - Hakkında bilgi ve anlayış sahibi olmadığın bir şey. (s. 56)1 30) Open and shut: Aç ve kapat. - (bir vakanın veya argümanın) hiçbir şüphe veya anlaşmazlığı kabul etme; açık ve kesin. (s.208) 31) Open sesame: Açıl susam. - Normalde erişilemez olan şeye erişmenin harika veya karşı konulmaz bir yolu. (s. 208) 32) with your eyes open (or with open eyes): Gözleriniz açıkken. - Bir eylemin veya durumun risklerinin ve diğer etkilerinin tamamen farkında olmak. (s. 208) 33) Opportunity knocks: Fırsat kapıyı çalmak. - Başarı şansı meydana gelmek. (s. 209) 34) All Lombard Street to a China orange: Tüm Lombard Caddesinden bir Çin portakalına. - Sıradan bir nesneye karşı büyük servet; gerçek kesinlik. (s. 177) 35) Squeeze (or suck) an orange: Portakal sıkmak. (veya emmek) - Bir şeyden karlı olan her şeyi çıkarmak. (s. 209) 36) Into orbit: Yörünge halinde (olmak). - Artan aktivite, performans, öfke veya heyecan durumu. (s. 209) 37) Orders are orders: Siparişler siparişlerdir. - Ne kadar katılmasanız da emirlere uyulmalıdır. (s. 209) 38) How the other half lives: Diğer yarı nasıl yaşıyor. - Toplumdaki farklı bir grubun, özellikle daha zengin bir grubun yaşam biçimini ifade etmek veya ima etmek için kullanılır. (s. 209) 39) At outs: Çıkışlarda. - Değişiklikler ve düşmanlıkta. (s. 209) 40) Out- herod herod: Dışarı kahraman (olmak). 1 Aslında “Hakkında bilgi sahibi olunabilen” anlamında olması gerekirdi. Ancak, sözlükte “see a closed book at CLOSED” biçiminde “Kapalı bir kitap” söz öbeğine yönlendirme yapıldığı için bu açıklama kullanılmıştır. - Aşırı zulüm veya zorbalıkla davranmak. (s. 142) 41) Out to lunch: Öğle yemeğine çıkmak. - Çılgın, deli. (s. 209) 42)Out with it: Onunla dışarı. - Ne düşündüğünü söylemek. (s. 209) 43) Throw something overboard: Denize fırlatmak. - Bir şeyi terk etmek veya dışarı atmak. (s. 209) 44) Over-egg the pudding (or cake): Fazla yumurtalı puding. - Süslemede, abartmada veya bir şey yaparken çok ileri gitmek. (s. 210) 44) Everplay your hand: Elini fazla oynatmak. - Pozisyonuna aşırı güvenerek başarı şansını artırmak. (s. 210) 46) Overshoot (or overstep) the mark: Çizgiyi aşmak. - Amaçlananın veya uygun olanın ötesine geçmek; Çok uzağa gitmek. (s. 210) 47) Be your own man (or woman or person): Kendi adamın olmak. - Bağımsız ve güvenle hareket etmek. (s. 210) 48) Get your own back: Kendine geri gelmek. - Bir yanlış davranış veya hakaret için misilleme olarak harekete geçmek. (s. 210) 49) Hold your own: Kendine ait olmak. - Zorlu bir durumda güçlü bir konum elde etmek; yenilmemek veya zayıflatılmamak. (s. 210) 50) The world is your oyster: Dünya senin istiridyen. - Hayatın sunduğu fırsatları değerlendirebilecek bir konumda olmak. (s. 319) SONUÇ Çalışmanın giriş bölümünde dillerin söz varlığından ve deyim kavramından söz edilmiş ve konu açıklanmaya çalışılmıştır. “Oxord Dictionary Of Idioms” adlı sözlükte söz konusu tanımlara uymayan yapıların deyim olarak değerlendirildiği görülmüştür. Bu düşünceden yola çıkılarak konu hakkında bir farkındalık yaratmak amacıyla yalnızca deyim olabilecek türden yapılar incelenmiş ve sayısal olarak çalışmada verilmiştir. İncelemeler sonucunda; “O” harfindeki 114 madde başının 50 adeti deyim olarak değerlendirilebilecek özelliktedir. Bu maddebaşlarının %43’ünün deyim olduğu anlamına gelmektedir. Bu sonuca %5 gibi bir yanılma payı da eklendiğinde %48 gibi bir sonuca ulaşılacaktır.
Sayısal veriler göz önünde bulundurulduğunda kapağında
“Deyimler Sözlüğü”
yazan
bu iki
sözlükte, deyim olarak değerlendirilebilecek söz öbeklerinin sayısının ciddi oranda düşük olduğu söylenebilir
. Sözlüğün “What’s the odds (İhtimali ne?, “Good offices (iyi görevler), Be on about (İligili olmak) gibi deyim olmayan yapıları da içerdiği sözlüğün giriş bölümünde belirtilmiş olsa da bu söz öbeklerinin atasözü, kalıp söz vb. olup olmadığı hakkında bir bilgi sözlükte yer almamaktadır. Tek tek her söz öbeğinin ne olduğu belirtilerek maddebaşları sıralansaydı durum açıklığa kavuşabilir ve sorun giderilebilirdi. Ancak söz konusu sözlükte böyle bir yol izlenmemiştir. Ulaşılan sayısal sonuçlar da bu durumu kanıtlamaktadır.
Daha sonra yazılması öngörülen makalelerde, bu durum diğer harfler altındaki madde başlarında da ele alınmaya devam edecektir. Bu doğrultuda, Türkçedeki deyimler ve İngilizcedeki deyimler bağlamında sayısal verilerle durumun ortaya çıkarılması hedeflenmektedir
. Çalışmanın amacı konuya dikkat çekmek ve böyle bir konuda farkındalık yaratmaktır. KAYNAKÇA AKSOY, Ö. A. (1998b). Atasözleri ve Deyimler sözlüğü I, İstanbul: İnkılap Kitabevi. AKSOY, Ö. A. (1998a). Atasözleri ve Deyimler sözlüğü II, İstanbul: İnkılap Kitabevi. AKYALÇIN, N. (2012a). Türkçemizin Anlamsal Zenginlikleri DEYİMLERİMİZ, Ankara: Eğiten Kitap. AKYALÇIN, N. (2012b). Türkçemizin Türkçemizin İncileri ATASÖZLERİMİZ, Ankara: Eğiten Kitap. KORKMAZ, Z. (1992). Gramer Terimleri Sözlüğü, Ankara: TDK. Longman pocket Idioms Dictionary (2002). İngiltere: Person Education Limited. Oxford Dictionary Of Idioms (2004). Second Edition, Published In The United States By Oxford University Press Inc., New York. Redhouse Büyük El Sözlüğü (2019), İstanbul: SEV Yayıncılık. Elektronik Kaynaklar: Tureng Dictionary and Translation Ltd.: https://tureng.com/tr/turkce-ingilizce (Erişim Tarih: 1.11.2020) TDK: Türk Dil Kurumu, https://sozluk.gov.tr/, (Erişim tarihi: 28.11.2021).